

İki günlük yoğun bir eğitimin ardından Düsseldorf’a gittik gezmek için. Düsseldorf oldukça güzel ve pahalı bir şehir. Almanya’nın moda ve fuar merkezi olarak biliniyor. Lüks mağazalarla dolu uzun bir caddesi var. Ren nehri kıyısında yemek yemek ve içmek için yan yana sıralanmış bir sürü mekan var.
Caddelerde dolaşırken arkadaşımın gözü pasta ve fırıncılık vitrinlerine takıldı, benim gözüm de daha çok takı ve hediyelik eşya vitrinlerine takıldı. Akşama doğru, hava kararmadan Düsseldorf’un işlek caddelerinden birine gittik, Ren nehri kıyısına yakın bir yerdi. Dışarda klasik müzik konseri vardı. Sonradan öğrendiğimize göre üniversitelerden birinin yılda iki üç defa halka açık olarak, dışarda verdiği konserlerden biriymiş. Konser oldukça güzeldi. Konser bitiminde tüm müzisyenler konser alanından inerek, dışarda seyyar bir araç içinde dağıtılan siyah Alman birasından içmeye koyuldular. Tabi bizde eşlik ettik.

Hava kararınca barlar sokağı olarak bilinen bir yere gittik. Dışarısı oldukça kalabalıktı. Sanırım haftanın son günü olması dolayısıyla, cuma günü Almanların eğlenme günüydü. Birşeyler yiyip, içtikten sonra otele geri döndük.
Akılda Kalanlar...
Tren istasyonunda bilet aldığımız makinada türkçe dil seçeneği de var.
Butik çikolata ve şekerleme dükkanları çok güzel.
Canınız türk kahvesi ya da çayı çektiğinde rahatlıkla bir türk mekanı bulabilirsiniz.
Hiç ummadığınız bir anda taksi şoförü ya da garsonla kendinizi türkçe konuşurken bulabilirsiniz, herkesin ayrı bir hikayesi var, dinlemek isterseniz.
Butik çikolata ve şekerleme dükkanları çok güzel.
Canınız türk kahvesi ya da çayı çektiğinde rahatlıkla bir türk mekanı bulabilirsiniz.
Hiç ummadığınız bir anda taksi şoförü ya da garsonla kendinizi türkçe konuşurken bulabilirsiniz, herkesin ayrı bir hikayesi var, dinlemek isterseniz.
